24 Ekim 2010 Pazar

Masal



Mühim bir vazifeyi gerine getirir gibi
Bürünmüş takındığı sır havasına
Ve yol almaya devam ediyor
Gidiyorsun
Parmak uçlarında usul usul
da Nerelere
Neresi yönün.
Masal kahramanı gibi elinde kılıç...
Gecelerdeki elim düşmanlara amansız sonu hazırlamak için
ketum düş perdesindeki bakışlarla
Sana kattığın beni yarına çıkarmaya söz vermiş
birde heyecanla kendinden geçmiş...
yüreğindeki tempolu atışları dizginlemek için
atına dehler seslenmiş
Gidiyorsun

Bugün ben senin yerinde
Ben senin yerine
Diyerek...
Yol almaktasın panayır vakitlerine alaca karanlıklara
Eğer sevginse gittiğin yerlere götürdüğün
Ve eğer kalbinde söylenmemiş üç sözün deme zamanını geri getirmekse...
Duraklarında yazacak
“Hoşlar bildi evvel denmeli olan sözler
Hoşlar geldi dudak kıvrımlarına
Tebessümde sabit kalan
Tebessümde,
Umutla kalan.”

Gördüğün sözler canlara yazılmıştır diyecek durakların bekleyeni...
ve sana dualar belleyecek seslice....
Güzel günlerde göresin kendini...
Ve fısıldamıştı evvelinde sesi
Beni duydun mu?
Beni bildin mi?
Bildinse eğer,
Hislerde kıpırdama olduysa eğer
Dönüp baktığın yerde gör beni...
Anlıyor musun sözlerimi
Anlıyor musun biz gibi
Gizem ağaçlarında meyve veren,
Bahar tadı meyvelerde mevcut gökkuşağı renkleri.
Ve kuşağı renkler saçılmaz gökyüzüne
Saçılır göz kapaklarından damla damla sıcak yaşlar saçılınca yürek yerlerine
Uzaktaki güneş
Sır perdelerinin ardında göz kırpınca
Darmadağın dağılır gözlere yedi renk,

Yedi his
Yedi umut
Yedi neşeyi sabitlenmiş durak
Ve yedi beher çeşit çiçeklerin kokusu
Ben sana koktum mu?
Koktum mu yuvalara sızarak
Sesimdeki gelişleri duydun mu?
Duydun mu?
Sesime yazdığım senli düşleri masalını...
Kılıcını al ve
Dehler bile Küheylanına dehler haykır!
Kurtar mahpus kalmış beni?
Kurtar kılıçlarını kana bulamadan yedide niyetlenmiş sonraları
kurtar ey kahraman yediden önceye bulanmış geçmişi....

Hiç yorum yok:

YAĞMURUN SEVDASI